Duygu Bahçemiz (KÖTÜRÜM TİLKİ VE ASLAN [Rızık meselesi-2] -
Kadir Çetin
Bir acayip ses duyar, merak eder o anda
Hemen gider bakar ki, yerde felçli bir tilki
Acayip sese sebep, bu tilkiymiş meğerki
Şaşıran adamcağız, kendi kendine der ki;
“-Bu tilki et oburdur, acep böyle ne yer ki?
Tilki fazla yaşamaz, kesin açlıktan ölür…”
Bir kükreme işitir, böyle düşünürken tam,
Korkusundan tırmanır, ağaca bizim adam.
Bakar koca bir aslan, ağzında geyik ile
Yaklaşıyor oraya, işte her şey vesile.
Et tilkiye kalıyor, ormanda böyle kural.
Sürünerek varıyor, koca etin yanına
Karnını doyuruyor, adamsa; “-vay canına!..;
Aslan ile gönderdi, eti felçli tilkiye
En iyisi, ben gidip gireyim mağaraya,
Hep ibadet edeyim, rızkım gelsin oraya
Ne de olsa Rabbimiz, rızkımı gönderecek
Gerek var mı o zaman, öyle telaş edecek…”
İbadete başlayıp, tedbir almaz kendine
İki gün, iki gece, eder zikir, ibadet
Yiyecek umar, ama başka İlâhi âdet…
Adam düşer takatten, üçüncü gün iyice,
Bir nidâ işitilir, dört taraftan bir nice;
Şöyle der o gelen ses; “-ey benim ahmak kulum,
Yarattığım kullara eylemem asla zulüm.
Çalışıp kazanınız, rızkı size arattım.
Orada çalışmadan, bekleme hiç boşuna
İnsan içine karış, haydi; git var işine…
O kötürüm tilkiyi, örnek alacağına
Aslanı örnek al da, rızk dolsun kucağına.
Sen felçli tilki değil, av tutacak aslansın!..”
Hem kendin ye bir güzel, hem etraf faydalansın;
…
Yine de güzel olmuş, beğendiniz değil mi?
Haydi, çıkıp dolaşsın, piyasada aslanlar
Kıssayı tilki değil, aslan olanlar anlar.
Herkes alsın hisseyi, dua kalsın bizlere…
Sürç-i lisan ettiysem, özür ola, aff’ola;
Hem maddi, hem manevi, gönlünüz rızkla dola…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder